Değişimin İnci Taneleri
21 Aralık 2016 Çarşamba
19 Aralık 2016 Pazartesi
Hayatimin miladi, varligimin anlamiydi Nisa suresiyle tanisisim.
Meğer ne kadar da boşmuş dolu sandiğim yasamim.
Ne kadar da degersizmisim , degerli Sandığım gözlerin mahreminde ..
Bir hic uğruna dökülmüş takvimden yapraklar teker teker ve ömrüm tane tane günlerini yitirirken haramlardan bir haber seyretmisim koskoca gecen senelerimi..
Şimdi anlıyorum gecen her günümde fitneli gözlerin hapsinde oluşumu. Bedenimi derinden kemiren bakışlara, gözlerimi kapatisimin ve yüreğimi ayetlere Duyarsizlastiran nefis ve seytan ikilisinin ilmek ilmek kalbimi haramlara inşa edişini , örtümun bana vermis olduğu özgürlükle daha da iyi anlıyorum şimdilerde. .
Ben Rabbim için degerliyken kendimi nasil da hayatin hicliklerine savurmusum. Oysa neydi ki ömür dediğin, hayat dediğin neydi??
Günler, aylar, yillar diye ölçülebilen ve nihayet sonu olan ölüm denen hakikatle son bulus degil miydi sahte dünya yolculuğu.. o zaman neden bu hirs, vurdumduymazlik , bencillik , kin, nefret, ofke, kendini Allaha teslim edemeyis niye ?
Rabbin degil mi sana nimet veren seni yoktan var eden ve seni herkes unutsa bile unutmayan ilahi kudret O degil mi?
Dilinin sukursuzlugu ,5vakitte Hayyal El salah , Hayyal El Felah yuceligiyle seni namaza ve kurtulusa cagiran davet degilmi Rabbinin sana sundugu kurtulus mucizesi..
Ne zaman öleceğini bilmeden
yürüdüğün bu kainatin yalanli yolunun seni hemde sen gibi akil ve irade
sahibi yaratilanlar icinde en degerli kilinan insanoglunu aldatmasina
neden izin veriyorsun? ?
Şu icinde şuanda aldigin nefesin bile sana
emanetken üstelik ne zamana kadar o şükür bile etmediğin nefesinin
varliginin seninle olacağını bilmedigin halde neyi beklersin hala
Rabbine donmek için. .
Uyan insanoglu uyan ki insanlık uyansin , uyan ki Rabbin rızasını kazanasin . Selam ve dua ile..
Önceleri bilmezdim hayatın ne demek olduğunu. Yaşadıkça anladım. Anladıkça yaşadığımın farkındaydım. Yaşam serüvenimin miladını doğduğum gün olarak değil kendimi bildiğim gün olarak değiştirmeye karar verdiğimde, henüz birşeyleri sorgulamayan, kendini anlamlandıramayan bir meçhuldüm. İçimde hep yeri doldurulamayacak eksikliklerin ağırlığında ezilirken , nelerin içimi hiçleştiren dürtüler olduğunu düşündükçe anlamaya başladım. Aslında basitti. Sadece dine sadık olduğunu söyleyen ama aslında dinle alakası olmayan biriydim. Sözde müslümandım ama müslümanlığın gereği neydi kimdi müslüman? İnanan diyorlardı inanmak neydi sahi? Varlığından haberdar olduğun Yaratıcına baş kaldırmak mıydı kılmadığın namazlarla , ya da 5 vakitte seni sürekli davetine çağıran o sese kulak vermeden geçirdiğin onca çöp zaman mıydı seni alıkoyan anlamlandırmadığın gerçeğe ? İşte burada durdum.. Düşündüm uzunca.. Bu ben değildim. Müslümandım , inanıyordum ve evet bir Yaratıcımın olduğunu biliyordum. Ama bu ısrar niyeydi şükürsüzlüğe niyeydi Rabbini 5 vakitte mutlu edememek.. Oysa sayısız nimet seriliydi önümde , karnım doyuyordu nice ekmek bulamayanlara kıyasla, barınıyordum sıcacık evimde umarsızca .. Ve herşeyden önemlisi nefes alıyordum bu nefesi bana verene şükür eksikliğiyle. Ben bu olmamalıydım bunca şeyi karşılık beklemeden kuluna bahşeden bir Yaradan karşısında .. İşte miladım buydu aslında bunca geçen zamana karşılık uyanmamdı gaflet uykusundan. Şükür diyerek kendime gelmemdi yıllarca haykırırken duyulmayan çığlığım. Buydu.. Derken artık secdede Allah'ın huzuruna çıkan bir kul olmuştum. Hayatın hiçbir aşamasında bulamadığım huzuru nihayet bulmuştum. Meğer zor değilmiş seni Yaradanın huzuruna çıkmak. Oysa dünyevi zevklere kapılınca ne de zor geliyordu. Zor değil inanın değil.. Sonuç mu bir seccade mutluluk :)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)